Cinsel İşlev Bozuklukları ve Cinsel İsteksizlik

Cinsel İşlev Bozuklukları ve Cinsel İsteksizlik

  • 01 Aralık 22

Cinsel sorunlar kadın ya da erkek bir bireyin ya da çiftin sağlıklı ve doyurucu bir cinsel yaşam kurmalarını, sürdürmelerini engelleyen tıbbi, psikolojik, sosyal ve kültürel tüm sorunları içerir.

Bunlar cinsellikle ilgili korku ve kaygılar, utanma, suçluluk ve günahkarlık duyguları, cinsel isteksizlik ve soğukluk, cinsel birleşmeyi gerçekleştirememe, cinsel birleşme sırasında ağrı ya da kasılma, erkeklerde sertleşme güçlüğü, erken boşalma ya da boşalmada güçlük, kadınlarda uyarılamama ya da orgazm sorunlarından oluşmaktadır.

Ayrıca eşler arası cinsel uyum, anlayış ve yaklaşım farklılıkları ile ilişkiden kaynaklanan çeşitli cinsel sorunları da bunlara eklemek gerekir.

Erkeklerde Cinsel İşlev Bozukluklarının Görülme Sıklığı Nedir?

Erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozukluğu ereksiyon (sertleşme) ile ilgilidir. Bütün dünyada yapılan çalışmalarda 40-70 yaş arası erkeklerin yaklaşık %55’inde hafif, orta, ağır derecelerde ereksiyon bozuklukları bulunmaktadır.

Erişkin erkeklerin %15’inde, 50 yaş üzeri erkeklerin %30’unda cinsel istek kaybı görülmektedir. Erkeklerin %30’unda erken boşalma görülmektedir. %10 erkekte aralıklı olarak boşalamama veya geç boşalma olmaktadır.

Kadınlarda Cinsel İşlev Bozukluklarının Görülme Sıklığı Nedir?

Kadınlarda cinsel isteksizlik ve orgazm olamama ya da orgazm olmada güçlük yaşama en sık rastlanan sorunlardır. Benzeri oranlar kadınlar içinde geçerlidir. Kadınların en az üçte biri yaşamları boyunca hemen hemen hiç cinsel istek duymadıklarından yakınmakta, yine %30-50’si orgazm güçlükleri yaşadıklarını belirtmektedirler.

Üçüncü sırada ise tıpta "vajinismus" denen, kadınlarda cinsel organın girişindeki kasların cinsel birleşme korkusu ile psikolojik nedenlerle kasılması ile cinsel birleşmenin gerçekleşmemesi diye kısaca tanımlayabileceğimiz bir sorun bulunmaktadır.

Cinsel İşlev Bozukluklarının Nedenleri Nelerdir?

Nedenler iki ana başlıkta toplanır:

  1. Organik nedenler: Damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker, kronik hastalıklar, kullanılan ilaçların yan etkileri, alkol ya da uyuşturucu madde kullanımı
  2. Psikolojik nedenler: Partnerle ilişki sorunları, depresyon, anksiyete bozuklukları, kişilik özelliklerinin etkisi

Ancak genellikle ortaya çıkan sorunda her zaman saf bir sınıflama da yapılamaz. Sorunun oluşumunda her iki etken de (organik ve psikolojik) birlikte olabilir.

Tedavide İzlenecek Yol Nasıl Belirlenmelidir?

İlk değerlendirmede sorunun psikolojik ya da fiziksel olup olmadığına bakılır. İlgili hekimlerce gerekli konsültasyonlar yapılarak, tanı yöntemleri uygulanır ve tedaviye başlanır.

Tedavi yöntemleri arasında ilaç tedavileri, psikolojik tedaviler, cinsel tedaviler, cinsel terapiler ve ameliyatlar sayılabilir.

Çiftin Birlikte Değerlendirilmeleri ve Tedavileri Yararlı Mıdır?

İlişkileri iyi olan, aralarında sevgi ve güven bulunan çiftlerde cinsel sorunların tedavisi daha kolay ve çabuk olmaktadır. Ancak bekar ya da düzenli bir ilişkisi olmayan kişilere yönelik tedavi programları da vardır.

Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Cinsel sorunlar çoğu zaman hem erkek, hem de kadınlarda önemli bir ruhsal travma etkeni olabilmektedir. Çözüm sağlanamazsa mutsuzluk, karamsarlık, yaşamdan zevk alamama, kendini değersiz hissetme gibi ek sorunlara yol açarak durum daha karmaşık bir hal alır. Ayrıca kişinin günlük yaşamı ve başta eş ilişkisi olmak üzere kişiler arası ilişkileri bozulabilir.

doktor takvimi



Instagram'da bizi takip etmek için tıklayınız.